Meseleler'in 9. sayısından herkese merhaba.Ne yazık ki içinde bulunduğumuz dönem ve şahit olduğumuz hadiseler sebebiyle işe güce varmaz oluyor elimiz. Hiçbir şeyden zevk alır takatimiz kalmadı.En kısa sürede bu zamanları atlatmayı ümit etsek de önümüzde daha parlak vakitler göreceğimize dair emareler de yok. Bu sebeple hem mental hem fizik olarak herkesin kendine azami özen göstermesi gerekiyor.Geçtiğimiz hafta Internet'ler bize sosyal romantizm ve popülizm ile yalanın ne kadar çabuk ve kuvvetli yayılabileceğini gösterdi.Önce Türkiye'nin en iyi yönetişimine sahip organizasyonları, ardından Rusya işgalinin ilk saatlerinde bölgedeki durum üzerinden yapılan ve akl-ı selim, eğitimli diye nitelendirebileceğimiz kişilerin de büyük popülist histerilerle yaymaktan çekinmediği haberler/tepkiler bizlere sağduyu sahibi her sosyal medya kullanıcısı her bireyin gördüğü her şeye kuru romantizm ile RT/Like'a arlamak yerine fact-checking için daha çok mesai harcaması gerektiğini canlı örneklerle öğretti.Fact-checking mekanizmasının ne denli kritik olduğunu dünya ABD seçimleri, Brexit gibi hadiselerle tecrübe etmişti zaten, fakat özellikle devletler kaynaklı yapılar bu iş için çalışan organizasyonların büyümesi önünü farklı şekillerde kesmişti.Bu bülteni okuyan herkesin bilmesini ve hazırlıklı olmasını istediğim şey şu ki; kısa ve orta vadede özellikle şirketler ve kurumlar ile ilgili daha çok popülasyon soslu dezenformasyonlara şahit olacağız.Artık istenmeyen bazı organizasyonları herhangi bir devlet/devlet adamı/kamu kurumu yerine, yalanla dolaylı olarak aynı safta olan/destekleyen kişilere bitirmek çok daha efektif bir strateji.Bu hafta Meseleler malum gündeme yoğunluk olduğu için çok daha kısa ve öz olacak.Hepinize barış ve sağlık dolu yarınlar dilerim.Umut Aydın@umutaydin
Share this post
Umut Aydın ile 'Meseleler' - #9
Share this post
Meseleler'in 9. sayısından herkese merhaba.Ne yazık ki içinde bulunduğumuz dönem ve şahit olduğumuz hadiseler sebebiyle işe güce varmaz oluyor elimiz. Hiçbir şeyden zevk alır takatimiz kalmadı.En kısa sürede bu zamanları atlatmayı ümit etsek de önümüzde daha parlak vakitler göreceğimize dair emareler de yok. Bu sebeple hem mental hem fizik olarak herkesin kendine azami özen göstermesi gerekiyor.Geçtiğimiz hafta Internet'ler bize sosyal romantizm ve popülizm ile yalanın ne kadar çabuk ve kuvvetli yayılabileceğini gösterdi.Önce Türkiye'nin en iyi yönetişimine sahip organizasyonları, ardından Rusya işgalinin ilk saatlerinde bölgedeki durum üzerinden yapılan ve akl-ı selim, eğitimli diye nitelendirebileceğimiz kişilerin de büyük popülist histerilerle yaymaktan çekinmediği haberler/tepkiler bizlere sağduyu sahibi her sosyal medya kullanıcısı her bireyin gördüğü her şeye kuru romantizm ile RT/Like'a arlamak yerine fact-checking için daha çok mesai harcaması gerektiğini canlı örneklerle öğretti.Fact-checking mekanizmasının ne denli kritik olduğunu dünya ABD seçimleri, Brexit gibi hadiselerle tecrübe etmişti zaten, fakat özellikle devletler kaynaklı yapılar bu iş için çalışan organizasyonların büyümesi önünü farklı şekillerde kesmişti.Bu bülteni okuyan herkesin bilmesini ve hazırlıklı olmasını istediğim şey şu ki; kısa ve orta vadede özellikle şirketler ve kurumlar ile ilgili daha çok popülasyon soslu dezenformasyonlara şahit olacağız.Artık istenmeyen bazı organizasyonları herhangi bir devlet/devlet adamı/kamu kurumu yerine, yalanla dolaylı olarak aynı safta olan/destekleyen kişilere bitirmek çok daha efektif bir strateji.Bu hafta Meseleler malum gündeme yoğunluk olduğu için çok daha kısa ve öz olacak.Hepinize barış ve sağlık dolu yarınlar dilerim.Umut Aydın@umutaydin